Blog

Mutluluk Zamanı: Yeni Küçük Farklı Şeyler..

Hayatınıza bir dönüp bakın lütfen. Gün içinde tanıdık yada tanımadık insanlarla konuşurken, “Nasılsın?”, “Nasıl gidiyor?” sorusuna aldığınız yanıtların, on üzerinden sekizi “Aynı”, “Ne olsun işte”, “Her zamanki gibi” şeklinde oluyor.

Her sabah kendimize baktığımızda aynada gördüğümüz kişiyi bir öncekiyle aynı kişi olarak kodluyoruz. Kafamızı yukarı kaldırıp gökyüzüne baktığımızda, sanki aynı gökyüzü gibi düşünüyoruz. Yürüdüğümüz yol, eşimiz, çocuğumuz, iş arkadaşlarımız hep bir önceki günle aynı kişilermiş gibi davranıyoruz.

Bu kodlamaların yerini gün gün “hep aynı şeyleri yaşadığımız” inancı alıyor. “Hep böyle oluyor”, “Zaten hep benim başıma gelir” saptamaları ve hoop konu kadercilikle bitiyor.

Hayat hep rutin ve aynı!

Ayrıntılı bir düşünün istiyorum. Sizce “Hayat hep aynı mı?”. Bir dakikada bile değişmeyen bir şey yok aslında. Aynada gördüğün sen bile dün ile aynı değilsin. Hiç bir şey göremesen de yaşlanan, ölen, yenilenen hücrelerin var dünden farklı. Dün akşamki kişi, gece yediğin atıştırmalıklardan yemedi. Uyuduğunda gördüğün rüyadan o etkilenmedi.

Ayrıntılı düşündükten sonra aynada tekrar bir kendinize bakın. Tekrar soruyorum “Hayat hep aynı mı?” Hava aynı mı?, Rüzgar aynı yönden mi esiyor?, Aynı hislerle mi uyandın?, Yüzünü yıkarken bile aynı miktarda su mu kullandın?

Hayır. Gökyüzü aynı değil, bulutlar aynı değil, rüzgar aynı değil, dün ile aynı hisler bile değil. Hayat hep yeniliklerle dolu. Hiçbir gün, öğrendiklerin karşılaştıkların aynı şeyler değil. Olamaz çünkü. Konu aynı olsa bile.

Küçükken okuduğumuz Gulliver hikayesini hatırlayalım. Kocaman bir dev.Küçücük insanlar tarafından esir alınıyor ve iplerle bağlanıyor. Uyanıp ayağa kalkmak isterken esir düştüğünü anlıyor. Şimdi bir düşünün bu iplerin farkında olmadan edindiğimiz alışkanlıklar olduğunu.

Fark etmeden o küçük iplar ile kendi kendimizi bağladık. Bağlandığımız ipler ile yeni şeyler yapmak aklımıza bile gelemez oldu. Birçok zaman “off” diyerek kalkmaya çalışıyoruz ama kalkamıyoruz. Yapacak milyon tane şey varken bir türlü harekete geçemiyoruz.

Danışanlarımın, iki ayrı kapısı olan görüşme odasına hep aynı kapıdan girdiklerini fark ettim. “Farkında mısın hep aynı kapıdan giriyorsun” diye söyleyene kadar, bu şekilde sürüp gidiyor bu durum. Bilinç dışı alışılagelmiş bu alışkanlıkları fark ettiğimiz anda durumlar değişecek.

Farkında olmadan hiçbir şeyi değiştiremeyiz. Bir çok danışanımla her gün yeni küçük bir değişiklik, farklı bir şey yapmaya kara verdik. Bu konudaki en önemli ayrıntı. Bu şeyin “KÜÇÜK” olması. Tıpkı Gulliver hikayesindeki küçük ipler gibi. Farklılıkların fark yaratması için büyük olması gibi bir izlenim oluşuyor insanda. Aslında farklılıklar bizi yormayacak eğlenceli şeyler olursa uygulamada çok daha kolay oluyor.

Bunlar basit şeyler. Mesela; farklı saatte uyanmak, tanımadığınız insanlara günaydın diyerek selam vermek, sevmeyeceğinizi düşündüğünüz bir filmden bir kaç sahne izlemek, yatağın farklı yerinde yatmak olabilir. İnanın bunlar az şeyler değil.

Bir süre sonra beyinde, bilinçaltınızın alışkanlıklarını kırma yolunda bir işleyiş başlıyor. Sonra zamanla önceki alışkanlıklarınızdan kalan farklılıkları görmeye başlıyorsunuz. Her şey değişmeye daha mutlu hissetmeye başlıyorsunuz. Diğer insanlar sizinle vakit geçirmekten hoşlanmaya başlıyor, çünkü; herkes mutlu biriyle vakit geçirirken duygu durumu yansıması oluyor.

Hemen bugün küçük farklı şeyler yapmaya başlayın ve değişimi görün. Unutmayın sizin hikayenizin “Anahtarı sizde”.